Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Nisan 2017 Cumartesi

GELİR DAĞILIMI ADALETSİZLİĞİ VE TÜRKİYE'NİN DURUMU


  Gelir dağılımı adaletsizliğini konuşmadan önce cevaplamamız gereken ilk soru " Gelir Dağılımı " ne demek? Gelir dağılımının birden fazla tanımı yapılsa da, gelir dağılımı bir ekonomide yaşayan bireylerin üretmiş oldukları mal ve hizmetlerin satışı sonucu  elde edilen toplam gelirin ( GSYİH ) bireyler arasında çeşitli yöntemlerle bölüştürülmesi, gelirin dağıtılmasıdır.
  
İktisadın ilgilendiği birden fazla sorun vardır. Bunlardan biri de bu gelirin bireyler arasında adaletli bir şekilde dağıtılmasıdır. Gelir dağılımının adil olmaması istenen bir durum değildir.  Çünkü gelirin  adaletsiz dağılması, büyümeyi olumsuz etkilemekte, sosyoekonomik sorunlar yaratmakta ve istikrarsızlıklara neden olmaktadır.
 Günümüzde gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk dünyada çok büyük bir sorundur. 1980 sonrasında değişen ekonomik anlayışlarla birlikte gelir dağılımı adaletsizliği ekonomik bir sorun olmaktan çıkıp sosyal ve politik bir sorun olmuştur. Özellikle bu sorun gelişmekte olan ülkelerde dahada belirgin olma eğilimine girmiş. Düşük kişi başı gelir, adaletsizliği ve yoksulluğu beraberinde getirmiştir.
  Ülkelerde gelir dağılımı adaletsizliğini ölçmek için bazı araçlar kullanılmaktadır. Bunlardan en sık tercih edilen Lorenz Eğrisi ve bu eğriden elde edilen Gini Katsayısıdır.

GRAFİK 1


 Lorenz eğrisinin dikey ekseninde gelirin birikimli yüzdeleri yer alırken, yatay eksende ise nüfusun birikimli yüzdelik değerleri yer almaktadır. Nüfusun her %20'lik kısmının gelirden aldığı paylar işaretlendiğinde ve işaretlenen noktalar birleştiğinde  karşımıza bir eğri çıkmaktadır. Bu eğri Lorenz eğrisidir.  Karenin orijinden çıkan ve diğer köşesine doğrusal uzanan doğru ise, Mutlak eşitlik doğrusudur. Mutlak eşitlik doğrusu  gelirin adaletli dağıtılması durumda oluşan doğrudur. Bu durumda Lorenz eğrisi Mutlak eşitlik doğrusuna yaklaştıkça gelir dağılımı daha adil olmakta ya da uzaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliği artmaktadır.

Gini katsayısı ise Lorenz eğrisi ile Mutlak eşitlik doğru arasında işaretlenen B alanın  ( A+B ) alanına oranlanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Gini katsayısı 0 ile 1 arasında değerler almaktadır. Değer sıfıra  yaklaştıkça gelir dağılımı daha adaletli olurken bire yaklaştıkça adaletsizlik artmaktadır.

  Gelir adaletsizliği yukarıda bahsettiğimiz gibi birden fazla olumsuzluk yaratırken, toplumlar için en temel sorun yoksulluktur.  Gelirin adil dağılmaması yoksulluğu da  beraberinde getirmektedir. Diğer bir ifadeyle Gini katsayısı bire yaklaştıkça yoksullukta artmaktadır. Yani gelir dağılımı adaletsizliği ile yoksulluk arasında doğrusal bir ilişki vardır. Gini katsayısı gelişmiş ülkelerde 0,3-0,2 arası değerler alırken gelişmemiş ülkelerde bu oran 0,6 üzerindedir.

 Türkiye de ise gelir adaletsizliği hesaplayan kurum TÜİK'tir. TÜİK'nin 2015 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonucuna göre; Gini katsayısı 0,39'dur. Yine 2015 verilerine göre nüfusun en zengin 20'lik dilimin toplam gelirden aldığı pay %46'dır. Nüfusun %15 ise sürekli yoksuluk yaşamaktadır.  Görüldüğü üzere Türkiye de gelir adaletsizliği yüksektir ve ekonomide önemli bir sorun teşkil etmektedir.

Hükümetler  gelirin daha adil dağılımı için ekonomiye maliye politikası araçlarıyla müdahale ederek, düşük gelirli gruplara gelir transferi yapmaktadır. Örneğin; Devlet yüksek gelirli bireyleri artan oranla gelir vergisiyle vergilendirip buradan elde ettiği geliri yoksul bireylere harcayarak onların refahını yükseltir.
 Bu noktada vergi politikaları gelir daha adil hale getirilmesi için önemli bir araçtır. Dolaysız vergiler ve Dolayla vergilerden elde edilen toplam gelir hasılatı vergi politikasının ne kadar gelir dağılımını adil hale getirdiği yada getirmediğini göstermektedir.



GRAFİK 2

Türkiye'de 2016 yılı bütçe gelirlerinin dağılımına bakıldığında toplam gelir hasılatının %60'tan fazlası dolaylı vergilerden sağlanmaktadır. Görüldüğü üzere vergi kazanandan çok harcayan dan alınmaktadır. Bu durum ise gelir adaletsizliği dahada arttırmaktadır. Politika belirleyiciler ekonomide yoksulluğu azaltmak istiyorlarsa dolaylı vergilerin toplam hasıla içindeki oranını düşürecek şekilde politika uygulamaları gerekir.

 Türkiye'de son dönemlerde yapılan  vergi afları ve yapılandırmaları özellikle yüksek gelirli gruplar olan dolaysız vergilere yöneliktir. En son yapılan %5'lik vergi affı  KDV ve ÖTV mükelleflerini kapsayan bir af değildir ve sonuç olarak adaletsizliği arttırmaktadır.

SONUÇ
   
Geliri adaletli dağılmaması toplumlarda ekonomik sorunların yanında çok büyük toplumsal ve sosyal sorunlara sebep olmaktadır. Ülkeler geliştikçe adaletsizlik azalma eğilimine girmektedir uzun dönemde. Türkiye gibi gelişme yolundaki ülkeler ise daha adil politikalara yönelerek toplumsal refahı artırmaları gerekmektedir.


KAYNAKÇA

GRAFİK 1- MAHFİ EĞİLMEZ
GRAFİK 2- http://www.bumko.gov.tr/TR,6316/2016-butce-gelirlerinin-dagilimi.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder