Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Mayıs 2018 Perşembe

Neden Merkez Bankası Bağımsız Olmalı?

Giriş 

 Ekonomi politikaların temel amacı toplumsal refahı yükseltmektir. Refahın yükselmesi ise sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınmadan geçmektedir. Merkez Bankaları ise refahın artması için gerekli iktisat politikalarını yürüten önemli bir aktördür. Merkez Bankalarının pek çok görevi olmakla birlikte temel görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez bankalarının fiyat istikrarında başarılı olması için öncelikle şart ise  bağımsız  olmalarıdır. Günümüzde Merkez Bankasının fiyat istikrarının sağlanması noktasında bağımsızlık unsuru ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de ve tüm dünyada 1970’li yıllardan itibaren Merkez Banklarının Bağımsızlığı daha fazla gündeme gelmeye başlamış ve bağımsızlık kavramının ne olduğu ya da nasıl olması gerektiği tartışılır hale gelmiştir. 

Bağımsızlık ve  Fiyat İstikrarı İlişkisi

 Fiyat istikrarının sağlanması da bağımsızlık ön plana çıkmaktadır.  Merkez bankası bağımsızlığına ilişkin yapılan tanımlar, hükumetlerin merkez bankacılığına ilişkin etkisinin sınırlanması veya tamamen kaldırılması gerektiği şeklindedir. Merkez Bankası Bağımsızlığı, para otoritelerinin kurumsal, yönetimsel, finansal ve para politikasına ilişkin kararlarını herhangi bir baskı unsurundan bağımsız bir şekilde alabilme durumlarını ifade etmektedir.


 Merkez Bankasının bağımsızlık denildiğinde MB’nın enflasyon hedefini ve uygulanacak para politikasını gerçekleştirirken hükümetin siyasi baskısı altında kalmamasıdır. Burada bahsettiğimiz bağımsızlık merkez bankasının tamamen hükumetten ayrı bir şekilde isteği doğrultusunda hareket etmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü Merkez Bankası ve hükumet ekonomik sonuçlar itibariyle topluma  karşı birlikte sorumludur.

 Merkez bankalarının bağımsızlığı, enflasyon yaratarak ekonomideki istikrarı bozan ve hükümetin baskıları sonucu uygulamaya konulan para politikalarının uygulanmasını demokratik yollarla engellemek için geliştirilmiş bir kavramdır. Merkez bankası bağımsızlığının  en temelde paranın değerinin siyasal iktidarların kısa vadeli çıkarları ve keyfi uygulamaları feda edilmemesini ortaya koymaktadır. Merkez Bankasının bağımsızlığı genel bir tanım olarak yukarıda ifade etmiş olsakta bağımsızlıkla ilgili pek çok  tanım ve sınıflama yapılmaktadır. 


Bunlar temelde:

  •  Politik ve Finansal bağımsızlık,
  • Ekonomik bağımsızlık, 
  •  Yasal ve Fiili bağımsızlık,
  •  Amaç ve Araç bağımsızlığı,
  • Kamusal ve Fonksiyonel bağımsızlık,
şeklinde sınıflanabilir.

Merkez Bankalarının çoğu günümüzde yasal, amaç,araç ve yasal bağımsızlıklara sahip olsada hale tartışma yaratan durum "fiili bağımsızlıktır."

 Filli bağımsızlık, merkez bankasının mevcut durumda sahip olduğu bağımsızlığı ifade eder. Yasalarla sağlanmış olan yasal bağımsızlık tek başına merkez bankasının tam bağımsızlığını sağlayamamaktadır. Merkez bankalarının yasal bağımsızlığın uygulamada ne derece gerçekleştirilebildiği anlamak için fiili bağımsızlık durumuna bakılmalıdır. Merkez Bankalarının çoğu günümüzde yasal bağımsızlığa sahiptir fakat fiili bağımsızlık çoğu zaman siyasilerin söylemleri sonucu zayıflamaktadır.

 Özelikle merkez bankalarının fiyat istikrarı ile mücadele konusunda uygulayacağı sıkı para politikaları sonucu çoğu zaman eleştiri oklarıyla karşı karşıya gelmektedir. Merkez Bankalarının uyguladığı sıkı para politikasına bağlı olarak yüksek faiz oranları her zaman tartışma konusu olmuştur. Hükümetler çoğu zaman fiyat istikrarına ekonomik büyümeye feda etmeyi yeğlemeleri merkez bankası ile hükümetin karşı karşıya gelmesiyle sonuçlanmaktadır.  

Sonuç


Gelişmiş ülkelerde merkez bankalarının bağımsızlıkların yüksek olması ekonomik göstergelerin iyi olmasıyla sonuçlanmaktadır. Bundan kaynaklı tüm dünya kabul gören görüş merkez bankalarının özellikle fiili bağımsızlığa sahip olmalarıdır. Fakat çoğu zaman hükümetler politik davranarak kısa vadeli bakış açısıyla hareket etmektedir. Özellikle seçim dönemlerinde  genişletici maliye politikaları izlemektedirler.  Genişletici seçim ekonomilerinin karşılığı ise enflasyonu kontrol edilmesinin zorlaşması, mali disiplinin sarsılması ve geleceğe ilişkin beklentilerin bozulmasıdır. Ama unutulmamalıdır ki fiyat istikrarını ve ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek için merkez bankalarının siyasi otoriteden etkisinden uzak ve bağımsız olmaları gerekmektedir.

 Sonuç olarak bağımsız bir merkez bankasına sahip olunması bir ülkenin ekonomisinde öncelikle fiyat istikrarının sağlanmasında, ekonomik büyüme ve kalkınmanın gerçekleşmesi ve diğer makro ekonomik performans verileri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir